Hüseyin Rahmi Gürpınar
17 Ağustos 1864’te İstanbul’un Ayaspaşa semtinde doğan Hüseyin Rahmi Gürpınar, hünkar yaverlerinden Mehmet Sait Paşa’nın oğludur. Ancak babasının pek etkisi altında kaldığı söylenemez; çünkü, Mehmet Sait Paşa, görevli olarak zamanın çoğunu İstanbul dışında geçiren bir kimsedir.
Annesi de, küçük Hüseyin Rahmi daha dört buçuk yaşındayken ölünce, yapayalnız kalır. Bu nedenle çocukluğu teyzesinin Aksaray’daki konağında geçer. Hüseyin Rahmi, sanatı, halkı yükseltmek için bir araç olarak görür.
Bu nedenle, bütün yazarlık yaşamı boyunca üzerine gitmediği, eleştirip alay etmediği hiçbir toplumsal kurum yoktur; iki yüzlü aile ahlakını, dini kötüye kullanıp dünyalıklarını doğrultan yobazları, karısını ya da kocasını aldatan eşleri her türlü rezaleti Avrupa'lılaşmanın bir gereği olarak gören kadınları, tüyü bitmemiş yetimin hakkını bahseden ticaret erbabını yergilerinin hedefi olarak işlerken, amacı yalnızca okuru biraz olsun düşündürmek ve eğlendirmektir.
Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadide okuyan Hüseyin Rahmi, tarihçi Abdurrahman Şeref Bey'in himayesiyle Mekteb-i Mülkiye'ye girdi (1878). Okulun ikinci sınıfında iken ciddi bir hastalık geçiren Hüseyin Rahmi buradaki öğrenimini yarıda bıraktı (1880). Kısa bir süre, Adliye Nezareti Ceza Kalemi'nde memur, Ticaret Mahkemesi'nde Azâ Mülazımı olarak çalışan Hüseyin Rahmi hayatını kalemiyle kazanmaya çalıştı.
1887'de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi, ardından İkdam ve Sabah gazetelerinde mütercim ve muharrir olarak çalıştı. II. Meşrutiyet döneminde 37 sayı süren Boşboğaz ve Güllâbi adlı bir gazete çıkardı.
İbrahim Hilmi Bey ile birlikte çıkardığı Millet gazetesi de uzun ömürlü olmadı. 1925-1927 yılları arasında yayımlanan Türk Kadın Yolu adlı derginin yazarları arasındaydı.[1] Sonraki çalışmalarını İkdam, Söz, Zaman, Vakit, Son Posta, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerine neşretti.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde 5. ve 6. dönemlerde Kütahya milletvekili olan Hüseyin Rahmi, ömrünün son otuz bir yılını geçirdiği Heybeliada'daki köşkünde 8 Mart 1944 tarihinde öldü ve oradaki Abbas Paşa Mezarlığı'na defnedildi.
Edebiyat hayatı
Hüseyin Rahmi Gürpınar; İstanbul halkının toplumsal, töresel yaşantılarını, aile geçimsizliklerini, batıl inançlarını, yaşadığı çağdaki Türk toplumunun geçirmekte olduğu krizleri hümuristik bir mizah dehasıyla anlatır. Servet-i Fünûncuların yaşıtı olduğu halde, ayrı bir sanat görüşünü sürdürür.
Romanlarındaki kahramanların çoğu 19. yy sonu İstanbul'un canlı, renkli insan, hayat manzaralarıdır. Eserlerinde Anadolu yoktur. Mizahı, güldürücü olduğu kadar, gülünç yönlerimizin yansıtılması, hicvedilmesi için gerekli bir araçtır.
Hüseyin Rahmi, seçtiği tipleri seviyelerine uygun, ustaca konuşturur ve olayları gülünçlü, acıklı yönleriyle belirtir. Kuvvetli bir gözlem gücü vardır. Realist, natüralist bir görüşle "toplum için sanat" yapar.
Ertem Eğilmez tarafından 1976 yılında çekilen Süt Kardeşler sinema filminin konusu Hüseyin Rahmi'nin Gulyabani (1913) isimli romanından uyarlanmıştır. Bağımsız sanatçılardan biri olarak da anılır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanları ve öyküleri yeni nesiller tarafından da kolayca anlaşılabilmesi için 1960 sonrasında içinde Mustafa Nihat Özön'ün de yer aldığı bir edebî kurulca sadeleştirilmişti. Bu sadeleştirme kimilerince yerinde bulunurken kimileri de özgün dilin dokunulmadan bırakılması gerektiğini savunmuşlardı.
Eserleri
Hikâye, oyun ve roman türündeki eserlerinin sayısı 54'tür.
Eserlerinden bazıları:
- Şık (1889)
- Mürebbiye (1889)
- İffet (1896)
- Mutallaka (boşanmış kadın) (1898)
- Bir Muadele-i Sevda (1899)
- Metres (1899)
- Tesadüf (1900)
- Şıpsevdi (1911)
- Nimetşinas (1911)
- Gönül Ticareti (1911)
- Kaderin Cilvesi (1912)
- Cadı (1912)
- Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (1912)
- Gulyabani (1913)
- Hazan Bülbülü (Oyun, 1916)
- Hakka Sığındık (1919)
- Son Arzu (1922)
- Efsuncu Baba (1924)
- Meyhanede Hanımlar (1924)
- Ben Deli Miyim? (1925)
- Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu (1927)
- Muhabbet Tılsımı (1928)
- Namusla Açlık Meselesi (Öykü, 1933)
- İki Hödüğün Seyahati (1933)
- Katil Buse (Öykü, 1933)
- Kadın Erkekleşince (Oyun, 1933)
- Şeytan İşi (1933)
- Tünelden İlk Çıkış (Öykü, 1934)
- Utanmaz Adam (1934)
- Eşkiya İninde (1935)
- Gönül Ticareti (1939)
- Kesik Baş (1942)
- Gönül Bir Yeldeğirmenidir Sevda Öğütür (1943)
- Melek Sanmıştım Şeytanı (1943)
- Dirilen İskelet (1946)
- Dünyanın Mihveri Kadın Mı? (1949)
- Deli Filozof (1964)
- Kaderin Cilvesi (1964)
- Namuslu Kokotlar (1973)
- Ölüler Yaşıyor Mu? (1973)
- Shikure Babezu (1974)
- Ölümüne Sevgi
- Namussuz Necdet
- Fiyasko™
- Hayattan Sayfalar
- Kadınlar Vaizi
- İstanbul'da Bir Frank
- Can Pazarı
- İnsan Önce Maymun Muydu?
- Cadı Çarpıyor
Yorumlar
Yorum Gönder