Nadir Nadi
Gazeteci ve yazar Nadir Nadi, 1908 yılında Fethiye’de doğmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında ilkokulu ve ortaokulu Ankara Lisesinde okumuştur. Daha sonra Galatasaray Lisesini bitiren yazar, Lozan Üniversitesinde sosyoloji öğrenimi görmüş ve bir süre Galatasaray Lisesi’nde sosyoloji öğretmenliği yapmıştır.
Gazeteciliğe çok küçük yaşlarda başlayan Nadir Nadi’nin,
- «Sokakta Gürültü Var»,
- «Uyarmalar»,
- «Perde Aralığından»,
- «27 Mayıstan 12 M'art’a»
adlı kitapları vardır.
Özellikle «Perde Aralığından» adlı kitabı ve fıkralarıyla Türk aydınları arasında çok tutulmuş ve sevilmiştir. Nadir Nadi halen Cumhuriyet Gazetesinde-başyazardır.
1917 ihtilâlinden 18 yıl sonra 1935 yılı sonunda Nadir Nadi Sovyetler Birliğine Cumhuriyet Gazetesi adına gitti. Vo dönüşünde gözlemlerini yazdı. Nadir Nadi o zamanlar ne Cumhuriyet Gazetesinin başyazarıydı, ne de böytesine büyük bir ünü vardı. Nadir Nadi o zamanlar çok gençti, insan tarihinin sn büyük ihtilâllerinden birisi de çok gençti.
Nadir Nadi çok iyi yetişmiş, kültürlü bir kişiydi. Genç ihtilâl de bütün hazırlıklarını bitirmiş, başındaki tekmil belâları savmış, olumlu büyük bir çalışmaya yönetmişti.
Nadir Nadi'nin Sovyetler Birliğine gittiği sıralar ihtilâl olumlu meyvelerini veriyordu. Nadir Nadi'nin 1935 yılı sonunda yaptığı ve 1936 yılı başında yayınladığı röportajları bir kere bundan on iki yıl önce, bir de şimdi okudum.
Cumhuriyet'in Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut bir gün bana dedi ki: «Madem ki röportaj yazarlığını meslek haline gotimek istiyorsun, senden önce röportaj yapmışların yazılarını okumalısın, örneğin Nadir Nadi'nin Sovyetler Birliği röportajını oku. Genç bir röportaj yazarı bu röportajlardan çok şey öğrenir,» dedi.
Ben de açtım, okudum. Bundan on iki yıl öncesi düşünce özgürlüğü bakımından Türkiye karanlıktaydı, Sovyetler Birliği üstüne böyle olumlu yazıların nasıl yazıldığına, nasıl yayınlandığına şaştım. Nadir Nadi'nin yazıları kişiliği, yüreği, aklı olan bağımsız bir insaının yazılarıydı.
Türkiye basınında bu yazılar nasıl çıkmıştı? Düşüncemi Cevat Fehmi Başkut'a açtım. Dedi ki: «O yazılar Atatürk devrinde yazıldı ve yayınlandı. Atatürk kişiliğe saygı duyan bir insandı. Her yönüyle bağımsızlıktan yanaydı.
Bağımsız bir insartın, bir gazetecinin yazıları onun devrinde hiç bir yasağa uğramazdı.» «Ararat Yayınevi» Nadir Nadi'nin yazılarını «İki Sovyet Rusya» başlığı altında yayınlamak isteyince yazıları yeniden okudum. Ve bir daha sevdim. Hiç bir ön düşüncesi olmadan Nadir Nadi Sovyetler Birliğini dolaşıyor ve izlenimlerini yazıyor. Gözünden de hiç bir şey kaçmıyor.
Yazılarında yerleşmekte olan bir ihtilâlin yapıcı gücünün nabzı atıyor. «Sovyetler Birliği röportajlarını okuduktan sonra bugünkü Sovyetler Birliğini düşünmek güç oümasa gerekti. Öylesine bir gözlem, öylesine derinden bir kavrayış...
Bugünkü Nadir Nadi'y; de düşünmek zor olmasa gerekti. Çok kullanılmış bir sözdür ama. Nadir Nadi için kullanılırsa aykırı kaçmaz, o yüreji ve cikîı birleştimi iş bir kişidir. Yani kurutan bir dünyaya sevgi duyuyor, onun başarısını candan istiyor. Sevgisi ve candan başarı dileği özel bir düşünceden dolayı değil. Sadece yeni bir dünyaya, yeni insanlara, yapıcılığa duyulan bağımsız bir insanın sevgisidir bu sevgi.
Nadir IMc|di övgüde de yergide de aşırılıktan titizlikle kaçınıyor. Yazılarda doğru olmaya, doğru görmeğe aşırı bir gayret seziliyor. Sovyetler Birİiği yazılarının başka bir özelliği de, bu röportajlar bir adamın günlüğüne benziyor. Günlük havası yazılara ayrı bir özellik, bir içtenlik, başkalık, güzel bir hava kazandırıyor. Yazıları okuyup bitirdikten sonra insanların böyle candan bir dinamizmi olmasaydı, Sovyetler Birliği zor olurdu, diyor insan.
Nadir Nadi'nin yalzılsrınm doğruluğunu, içtenliğini hem yazıların kendisi, hem de zaman tanıklıyor. Böyle bir sonuçla karşılaşmak bir yazar için büyük bir mutluluktur. Tam otuz yıl sonra Nadir Nadi Sovyetler Birliğine ikinci kere gitti ve gene izlenimlerini Cumhuriyet Gazetesine yazdı.
Artık ihtilâl istediğini yapmış, ihtilâlin devleti yeryüzünün en büyük iki üç devletinden bîrisi olmuştu. İhtilâlin büyük devleti dünya için de. Nadir Nadi için de meraka değer bir konuydu. Hele Nadir Nadi için ayrı bir özelliği vardı, otuz yıl önce Artık Nadir Nadi de usta, olgun, ünlü bir yazardı.
1965 röportajlarında da Nqdir Nadi'nin o aktı ve yüreği birleştiren yazarlık huyunu görüyoruz. Bu yazılar da bir içtenlikli, iyi niyetli, sıcak yürekli bir insanın günlüğüne benziyor. Buradaki gözlemlerde de kılı kırk yaran, bağımsız, kişiliği ağır basan adgmı butuyoruz. Sovyetler Birliğini anlamak, öğrenmek isteyenler otuz yıl arayla yazılmış bu iki gözlemi okumalıdırlar. Yeni bir dünyanın nasıl kurulduğunu anlayacaklardır.
Nadir Nadi'nin «İki Sovyet Rusya» adlı kitabı geri kalmış ülke aydınlarının ellerinden düşünmeyecekleri kitap olmalıdır. Röportaj yazarlığında başlıca özellik önce görmek, anlamak, sonra da göstermek, anlatmaktır. Zor bir işti. Onun için Nadir Nadi'nin, bu usta, olgun, kültürlü kalemin yazılarını genç gazetecilere ve yazılara salık veririm. İyi yetişmelerine yardım eder.
Nadir Nadi'nin Sovyetler Birliği yazıları namuslu bir insanın, nanuslu bir yazarın da tanığıdır. 12 Haziran 1967 Yaşar Kemal
Yorumlar
Yorum Gönder