Mehmed Esad Safved Paşa

BAŞTIMARLI SADRAZAM (BAŞBAKAN) MEHMED ESAD SAFVED PAŞA

BİR TARİHİN DÖNÜM NOKTASI: BAŞTIMARLI SADRAZAM (BAŞBAKAN) MEHMED ESAD SAFVED PAŞA (1814-1883)

BİR TARİHİN DÖNÜM NOKTASI

Baştımar köyünün yetiştirdiği en meşhur sima ya da en kariyerli kişilik Mehmed Esad Safved Paşa’dır. Dört büyük padişaha (Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid) hizmet etmiş, çeşitli vezaretlerde (bakanlıklarda) bulunmuş ve ömrünü ait olduğu millete hizmetle geçirmiştir. 

Mehmed Esad Safved Paşaz, Osmanlı döneminde Sürmene ile Of arasındaki yerleşim birimlerinin tımarını tutan, bölgenin ağa statüsünde idarecisi olan, daha sonraları ayanından olan Hacı Yakubzade ailesine mensubdu.

Baştımar köyünün sınırlarında olup, bugün Sürmene sınırları dâhilindeki Hacı Yakuboğlu Konağı ya da Memiş Ağa Konağı olarak bilinen idare yerinde o zamanki tabirle Voyvoda’lık (bölge idarecisi) yapmış olan Hacı Yakuboğullarından, Mehmed Hulusi Ağa'nın oğludur. Son Osmanlı Meclisinde ve yeni Türk devletinde mebusluk (milletvekili) yapmış, haksız yere idamen şehid edilmiş olan Hafız Mehmed Bey’in amcasıdır.

Paşanın annesi ilk eşi öldükten sonra Hulusi ağa ile evlenmişti. Annesinin ilk evliliğinden doğan Arif Zeki Efendi gençliğinde İstanbul’a giderek ilim tahsil etmiş, zamanla annesi ile üvey babasını da İstanbul’a getirtmişti. 

Mehmed Esad Safved Paşa1814 yılının Nisan ayında İstanbul’da Fatih civarında Haydar mahallesinde doğdu. Hulusi ağa işlerinin tasfiyesi için Sürmene’ye döndüğünde burada vefat etti. Paşa’nın annesi de bir süre sonra İstanbul’da vefat etmiş, Kasımpaşa Mevlevihane’si haziresinde defn olunmuştur.

Paşa mahalle mektebinde okuduktan sonra Bayezid camiinde medrese derslerine devam etti. Eğitim hayatını büyük kardeşi Arif Efendinin himayesi altında sürdürdü. 

1831’de büyük kardeşinin yardımıyla Divan-ı Hümayun kalemine kaydedildi. Kalemde adet olan usule uygun olarak kendisine “Safved” mahlası verildi. O zamanki adet üzere ismi terkedilerek mahlasıyla anılır oldu.

Ali paşanın dikkatini çekerek Türk gençlerine Fransızca dersi veren bir dershaneye kaydedildi. 

Büyük gelişme gösteren Safved Efendi 1838’de Divan-ı hümayun tercümanlığına, 1839’da Takvim-i Vekayi gazetesinin Fransızca nüshasının yayınlanması için görevlendirildi. 

1842’de Eflak beyliği ihtilafını halletmek için Bükreş’e gönderildi. 

1845’de hariciye kâtibi oldu. Sultan Abdülmecid, Fransızca öğrenme arzusunda bulunduğundan 1845’de Ula sınıf-ı sanisi rütbesi ile Mabeyn-i hümayun 4. kitabetine ve Şehzade Murad Efendi ile Fatma Sultan'ada Fransızca öğretimine memur edildi.

Safved Efendi 1856’da Meclis-i Ali-i Tanzimat azalığına aynı sene Sadaret Müsteşarlığına, 1858’de Paris Sefirliğine, 1862’de Ticaret Nazırlığına, 1863’de vezir rütbesi ile Meclis-i Vala-yı Ahkâm-ı Adliye başkanlığına tayin edildi.

1868’de Mearif nezaretine getirilen Safved Paşa, en hayırlı emeklerini bu devrede verdi. Sıbyan mektebi adını almış olan devrin ilkokullarında, kızlar için ayrı müfredat programlı hususi mektebler açıldı. Ve kız öğretmen yetiştirmek üzere “Dar-ülMuallimatlar” kuruldu. 

Mekteb-i Sultani adıyla Galatasaray Lisesini kurdurmuş ve nizamnamesini hazırlamıştır. Aynı yıl ilköğretim zorunlu olmuş Darüş-şafakanın yapımına başlanmıştır. 

Yine bu dönemde mearifi umumiye nizamnamesi hazırlanarak Osmanlı Eğitim sistemini uzun yıllar yönlendirecek bir sistem oluşturmuştu. Medresenin yanında Dar-ül-Fünun (Üniversite) açıldı. 

30 Ocak 1869 tarihinde Türk müzeciliğinin başlangıcı olan “Müze-i Hümayun”un kurulmasını sağlamıştır.

1871’de Sadrazam Mahmud Nedim Paşa tarafından Mearif Nezaretinden alınarak Şura-i Devlet azalığına, Mithat Paşa’nın birinci sadaretinde yapılacak adli ıslahatla meşgul olması için Adliye Nezaretliğine getirildi. 

Esad Paşa’nın sadrazamlığında 1873’de Hariciye Nazırı oldu. 

1874’de yine Mearif bir sene sonra tekrar Hariciye Nazırlığına getirildi. 

23 Aralık 1876 tarihinde İstanbul da yapılan Tershane Konferansında Hariciye Nazırı sıfatıyla başkanlık yaptı. 

1877-78 Osmanlı Rus harbinin (93 harbi) görüşmelerinde yapılan Ayestefanos (Yeşilköy) antlaşmasını Osmanlı delegesi olarak, 3 Mart 1878’de imzaladı. Kıbrıs meselesinde Osmanlı devletiyle, İngiliz hükümeti arasında ki görüşmelerde bulundu.

5 Haziran 1878’de Sadrazamlık (Başbakanlık) mührü Dışişleri Bakanlığı göreviyle beraber Safved Paşa’ya verildi. 

Safved Paşa, Tanzimat dönemini ekolünden yetişmiş tecrübeli ve bilgili bir diplomattı. Sadareti döneminin en önemli olayı Berlin Kongresi olmuştur. Safved Paşa’nın pek karışık dâhili ve harici hadiseler arasında geçen Sadereti pek fazla devam etmemiş, memuriyetinin altıncı ayında azledilmiştir. 

Bu görevden alınmasından sonra Paris sefaretine tayin edilmiştir. Paris’de çok kalmayarak 1879 senesinde beşinci defa olarak Hariciye Nezaretine (Dışişleri Bakanlığına) getirildi. Daha sonra bu görevden de alınarak Devair müfettişliğine tayin edildi. 

1882 Mayısında altıncı defa Hariciye Nezaretine getirildi. Fakat iki gün sonra azli tebliğ edildi.

3 Kasım 1883 Cumartesi günü 69 yaşında hayata gözlerini kapadı. İstanbul Çemberlitaş’da bulunan II. Mahmud türbesinin haziresine defn edildi. Hayatı boyunca büyük makamlarda bulunmasına rağmen huzurlu ve mesud değildi. Bu münevver ve faziletli vatan evladı kuşku ve itimatsızlık dolu bir devlet havası içinde ferdi huzuru bulamamıştır. 

Zira o, huzursuz bir vatanda mesud olunamaz diyebilen bir devlet adamıydı. Dürüst ve değerli bir devlet adamı olarak tarihe geçti. 

Üç oğlu olup, Hariciye Mektubcusu Mehmed Refet, Şurayı Devlet muavinlerinden Ahmed Faiz ve Umur-ı Şehbender Mahmud Fehim beylerdir.

Mehmed Refet beyin bir kızı, Ahmed Faiz beyin ise evladı olmamıştır. Mahmud Fehim beyin evladına dair malumat sahibi olamadık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zekeriya Öz

Ahmet Mümtaz İdil

Ahmet Vefik Paşa